- ödemek
- 1) В плати́ть, упла́чивать; опла́чивать что; погаша́ть (долг)
farkını ödemek — уплати́ть ра́зницу
2) В компенси́ровать, возмеща́ть (убытки)3) В окупа́ть4) В, с ile плати́ть, отпла́чивать за что, чем
Büyük Türk-Rus Sözlük. 2014.
farkını ödemek — уплати́ть ра́зницу
Büyük Türk-Rus Sözlük. 2014.
ödemek — i 1) Bir alışveriş ilişkisinde, borcu alacaklıya vermek, tediye etmek Borç varsa benimkidir, onu ödemek ve teşekkür etmek lazım. R. H. Karay 2) Bir alışverişte alınan şeyin karşılığını alacaklıya vermek 3) Bedelini vererek bir zararı karşılamak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kanıyla ödemek — yaptığının cezasını hayatıyla ödemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kefaretini ödemek — (bir şeyin) cezasını çekmek Bunu yapan günün birinde er geç bu günahın kefaretini ödeyecektir. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
taksit ödemek (veya vermek) — belli zamanda ödeme şartlarına bağlanmış bir paranın bir bölümünü vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
adamak kolay, ödemek zordur — söz vermek kolaydır ancak o sözü yerine getirmek zordur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
can borcunu ödemek — ölmek Sırası gelince kendi paylarına düşen can borcunu da ödediler. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
para saymak — ödemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tediye etmek — ödemek Ücretin yarısını da o gün tediye ettim. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
keseye davranmak — ödemek istemek Sizi fena alıştırmışlar. Hemen keseye davranmayın. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
hakalamak — ödemek, ifa etmek, borcu ida eylemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ötemek — ödemek, cevab vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük